Genel tanıtımda açıklandığı üzere proje temel üç ayak üzerine kurulmuştur; “gençler”, üniversite ve “yaşlılar”. Gençler ve yaşlılar içinde bulunduğumuz milenyumun kritik edilmesi gereken iki yaş grubunu oluşturmaktadırlar. Öncelikle, her iki grubun da genel nüfus içindeki payları gittikçe artmaktadır. Bunda temel etmen gençler için eğitim süresinin uzaması ile ‘ötelenmiş erişkinlik’ olgusuyken, yaşlılar için ortalama yaşam süresinin uzaması ve geçen milenyumda patlayan doğumların bugün 60 yaş üzerine gelmiş olmasıdır.
Ayrıca, bu demografik gelişime paralel olarak değişen yaşam ve aile biçimleri de mevcut durumu toplumsal sağlığın geleceği açısından yeniden değerlendirmemizi zorunlu kılmaktadır.
Öncelikle bu iki grubun ortak özelliği, her ikisinin de bağımlı nüfus kitlelerini oluşturmalarıdır; günümüzde yaşlılar ve gençlerin gün geçtikçe toplumsal kaynaklardan daha az pay aldığı ve bu bağlamda mevcut eşitsizliklerin daha da derinleştiğine şahit olunmaktadır. Örneğin, bir tarafta eğitimin artan oranda bir endüstriye ve tüketim materyaline dönüşerek süresinin uzaması ve diğer tarafta da, yaşlıların emeklilik yaşının ileri atılması, daha düşük ücretlerle çalıştırılması, emeklilik gelirlerinin göreli olarak azalması ve bu toplumsal dinamiklerin sonucunda sosyal destek ve sağlık hizmetlerinin eğitimdeki gelişimlere paralel bir değişimle endüstrileşerek devletin sponsörlüğünü güçleştirmesi bu iki grup üzerindeki artan baskıyı ifade etmektedir. Günümüzde pek çok araştırmacının ileri sürdüğü gibi, sınırlı kaynaklar üzerindeki bu iki gruptan gelen baskılar, sonuçta onların rekabet eder ve çatışır duruma gelme riskini ortaya çıkarmıştır. Ontolojik olarak birbirlerine bağlı bu iki grubun çatışmasının toplumsal sağlık açısından dramatik sonuçlar doğuracağı muhakkaktır.
Yukarıdaki senaryoyu destekleyen diğer bir en önemli faktör de işgücü pazarındaki değişimlerdir. Tüm dünyada istihdam olanaklarının mevcut işgücünün taleplerini gittikçe artan oranda karşılamaktan uzaklaşması daha geniş kitlelerin işsizlik problemi ile karşı karşıya kalmalarına neden olmaktadır. Bunun doğal olarak ekonomik sonuçları olmakla birlikte, belki onun kadar önemli olan sosyal sonuçları genellikle göz ardı edilmektedir; bu gruplar giderek toplumdan dışlanmaktadırlar. Bu ise bireyler açısından en acı veren durumlardan biridir.
Ne yazık ki, bu dışlamaya toplumsal olarak inşa edilen kavramlarla da destek verilmektedir. Yaşlılar, güçsüz, zavallı, yetilerini kaybetmiş, işe yaramaz, akıl melekeleri azalmış, toplumun sırtında yük olarak, gençler ise kimi zaman toplumun en incinebilir gruplarından olarak kendi ayakları üzerinde duracak, tek başlarına karar alacak kadar yeterli donanımlardan yoksun, kimi zaman da asi, toplumun problem kaynağı, sorumsuz olarak tanımlanmakta ve algılanmaktadır. Bu durum ne kadar gerçeklerle örtüşmektedir? Bu kabullerin pek de gerçeği yansıtmadığını çok uzağa gitmeden tarihin tüm yapraklarında görmek mümkündür. Bir bilim adamının ifade ettiği gibi toplumun en değerli kapitallerine sahip bu grupların toplumdan dışlanması kadar büyük bir “yanlışlık” olabilir mi?
Diğer bir dramatik gerçeklik de kişilerin empati duygusundan yoksun olarak, kendi çocuğuna, yaşlısına şefkatle, sevgiyle, toleransla yaklaşabilirken, başkasının yaşlısına, çocuğuna tam aksine bir davranış gösterebilmesidir. Bireyselleşmenin olabildiğince arttığı, çekirdek ailelerin de dağılmakta olduğu bir toplum yapısında empati duygusu olmadan, kuşaklar arsında bir ağaç modeli dayanışma sağlanmadan sağlıklı, üretken ve problemleriyle başa çıkabilen bir toplum nasıl yaratılabilecektir? İnsanı tanımlayan pek çok ifade biliriz; düşünen, elini kullanabilen, konuşabilen hayvan gibi… Bunların belli seviyenin üzerindeki gelişmişliğinin insanı tarif ettiği muhakkaktır. Ancak, insan olmanın en üst seviyesini ifade eden ise diğerlerine karşı duyulan empati duygusudur. Bu doğuştan olmayıp, daha sonra insan olma sürecinde edindiğimiz üstün bir niteliktir ve bunu gerçekleştirmede tartışmasız kuşaklararası dayanışmanın büyük önemi bulunmaktadır.
İşte, aslında ülkemizde geleneksel olarak aile içinde güçlü olduğunu varsaydığımız dayanışmanın, ileri modernleşme süreçlerinden etkilenerek azalmasını önlemek ve bu dayanışmanın toplumsal düzeyde yaygınlaşmasını sağlamak üzere araştırmalar yapmak ve uygulama projelerini hayata geçirmek merkezin temel amacıdır. ’İkinci Bahar Evleri’ Projesi bu temel yaklaşımlarla oluşturulmak istenilen modelin en önemli alt yapı unsurunu oluşturmaktadır.
İkinci Bahar Evleri Projesi, Üniversite yerleşkesi içerisinde toplumdaki mevcut yaklaşımdan tamamen farklı bir bakış açısıyla emekliler için özel yaşam alanları oluşturulmasını hedeflemektedir. Bu evler, ne bir yaşlılar evi, ne bir huzur evi, ne de bakım evi olarak düşünülmemelidir.
Öncelikle bu evlerin konukları toplumun yaşlılık algısını kabul etmeyen, kendileri ve toplum için hala yapacakları olduğuna inanan, aktif bir yaşam sürme arzusu taşıyan, gençlerin arasında bulunmaktan hoşnut olacak gönüllü emekliler olacaktır. Emeklilik sonrası kaliteli bir yaşam için yapılan akademik çalışmaların sonuçları projenin şekillendirilmesinde temel referans olarak kabul edilmiştir. Tek başlarına ya da eşleriyle bu yeni özel yerleşim alanlarında kalmayı tercih eden genç yaşlılarımız şu hizmetlerden faydalanma imkânına sahip olacaklartır;
Ekolojik, güvenilir, kullanışlı mimari yapılar: |
Ekolojik çevreye uyumlu en çok 3- 4 katlı, her katta 10 stüdyo tipi dairenin ve dinlenme, mutfak, yemek, televizyon, kitaplık gibi ortak alanların yer aldığı, yaşlılar için yaşamı kolaylaştırıcı mimari unsurların kullanıldığı, evlerinin sıcaklığını bulabilecekleri dekorasyon üslubuna sahip yapılar öngörülmektedir. Her katta ayrıca dört öğrencinin kalmasına olanak sağlayan iki ayrı benzer daire yer alacaktır. |
|
|
Ekolojik, sağlıklı bir çevre: |
Şehrin karmaşası, gürültüsü ve kirliliğinden uzak, yürüyüş parkurları, dinlenme parkları, yeşil alanları, hobi bahçeleri ve küçük çapta çiftlik hayvanlarının bakıldığı ünitelerin yer aldığı üniversite yerleşkesi içinde ayrı bir yerleşke olarak konumlandırılacaktır.
|
Sunulacak Hizmetler: |
Proje kapsamında üniversite öğrencisi gençler gönüllü olarak yardımcı hizmetleri sunacaklardır. Buradaki ilişkiler, müşteri/görevli temelinde olmayıp, karşılıklı sorumluluklar bağlamında eşgüdümlü dayanışma çerçevesinde oluşturulacaktır. Yaşlılara yardımcı olmak üzere gönüllü öğrencilerin bir kısmı, oluşturulmak istenilen bu aile ortamı içinde barınacaklar ve faaliyetlerini, sağlıklı bir ilişkinin geliştirilebilmesi amacıyla uzmanlar tarafından düzenlenen bir eğitim programına katılarak yine uzmanların destekleriyle yürütecektirler. Bu hizmetler; fizik terapi, sağlık hizmetleri, kişisel bakım ve bakım-onarım, ulaşım, , ev temizliği v.b. olarak sıralanabilir. |
Sosyal ve Kültürel Faaliyetler: |
Sosyal faaliyetler için, içinde kafeterya, eğitim odaları, atölyeleri ve idari ofislerin yer aldığı, konutlardan bağımsız ayrı ortak bir mekân yer alacaktır. Düzenlenen sosyal ve kültürel faaliyetlerden evlerde kalanların dışında projeye dışarıdan katılan yaşlılarımız da faydalanabilecektir. Atölyelerde, örgü, seramik, ahşap gibi farklı el işleri yanında müzik, resim gibi sanatsal faaliyetlerde bulunulabilecektir. Ayrıca, gelişmiş bilgisayar laboratuarında farklı uygulamaları gerçekleştirme imkânının bulunabilmesinin yanı sıra üniversitenin kütüphanesi ve popüler yayınlar için oluşturulacak ayrı bir kitaplıktan da faydalanılabilecektir. Ayrıca, gençlerin de katılımlarının sağlandığı kültürel turlar, yurt içi ve yurt dışı tatil olanakları yaratılacaktır.
|
Sosyal Sorumluluk Faaliyetleri: |
Projenin temel amacı olarak; merkez tarafından geliştirilecek sosyal sorumluluk projelerinde yaşlılar gençlerin yanında aktif olarak yer alacaklar ve öncelikle ekonomik yetersizlikler nedeniyle okuma sıkıntısı içinde olan öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanması yönünde faaliyet gösterecektirler. İkinci Bahar Evleri Proje gelirleri yine bu amaç doğrultusunda kullanılacaktır. |
Akademik Araştırma: |
Proje, yaşlılık, gençlik, kuşaklararası ilişkiler, sosyal sorumluluk, pre-sosyal davranışların geliştirilmesi, temel haklar gibi alanlarda çok farklı disiplinler açısından derinlemesine araştırmaların yapılmasına olanak sağlayacak uygun bir platform yaratacaktır. Ayrıca uygulamanın etkin olarak yürütülmesi amacıyla ilgili Üniversite Merkezleriyle ortak çalışmalar geliştirilecektir. |
Proje Gelirleri: |
Projenin gelirlerini gerçek kişi, sivil ya da resmi kuruluşların bağışları ile yukarıdaki hizmetleri alan yaşlıların aylık ödemeleri oluşturacaktır. İkinci Bahar Evleri Projesi Merkez faaliyetlerinin sürekliliğinin sağlanması açısından önem taşımaktadır. |
Diğer: |
Projeye temel oluşturan akademik verilere ilişkin makaleler ekli AKADEMİK MAKALELER başlığı altında yer almaktadır. Ayrıca diğer sosyal sorumluluk projeleri için PROJELER bölümüne bakınız. |
*Projenin gerçekleştirilmesine yönelik olarak yer tahsisi çalışmaları yürütülmektedir. Sayfada yer alan görsel materyaller benzer örnek proje uygulamalarından fikir vermek üzere kullanılmıştır. |
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Araştırma ve Uygulama Merkezi (HUSSAM)
06800 Beytepe Ankara
e-Mail: hussam@hacettepe.edu.tr